Çok sayıda Türk şirketi, Fransız şirketleri ile ticari ilişkiler içerisindedir.  Fransız şirketleri ile  Türk şirketleri arasında karşılıklı mal ve hizmet alım satımı yapılmaktadır. Ancak ne yazık ki, şirketler arasında alacakların tahsil edilmesi noktasında sorunlar yaşanabilmektedir. Bunun için Fransa’da ve Türkiye'de yargı organlarına başvurup, alacağın tahsili için gerekli işlemleri yapmak gerekmektedir.

​

Fransa’da bir Türk şirketinin alacağının tahsil edilmesi ile ilgili izlenecek yollar şu şekildedir:

​

• Fransa'daki avukatınız aracılığıyla borçlu şirkete ihtarname gönderip borcunu belirli bir süre içinde ödemesini istemek gerekmektedir. Fransız hukukuna göre bir noter ihtarnamesine denk düşün bu ihtarname, uyuşmazlığın yargıya taşınması halinde mahkemeler için büyük önem arz etmekte ve faizin işlenmesi ve borçlunun temerrüde düşmesi için gereklidir.

​

• Borçlu alacağa itiraz etmiyorsa veya yazışmalarından borcu kabul ettiği anlaşılıyorsa, yetkili ticaret mahkemesi başkanından borçluya ödeme emri göndermek gerekir. Bu ödeme emrinin çıkarılmasına mahkeme başkanının onay göstermesi halinde, ödeme emri borçluya tebliğ edilir. Bu ödeme emrine borçlunun 30 gün içinde itiraz etmemesi halinde, ticaret mahkemesi başkanının kabul ettiği ödeme emri kesinleşmiş bir mahkeme kararı yerine geçer. Sonrasında icra işlemi başlatılır ve borçlunun malvarlığına haciz işlemi uygulanabilir. Borçlu alacağa 30 günlük süre içinde itiraz ederse, uyuşmazlık ticaret mahkemesi önünde normal bir alacak davası olarak görülür.

​

• Borçlunun alacağa itiraz etme ihtimali varsa veya borcu inkar ederse, doğrudan doğruya alacak davası açmakta fayda vardır. Dava ortalama 6 ay ile bir yıl arasında sonuçlanır. Bu konuda Fransa'daki ticaret mahkemeleri mümkün olduğu kadar davayı hızlı sonuçlandırma gayretindedir.

​

• Bir başka ihtimal, alacağın kesin olması ve gecikmesinde sakınca bulunması halinde söz konusu olabilmektedir. Bu durumda, yine ilgili ticaret mahkemesi başkanına başvurup hızlı yargılama usulüyle bir karar alınması gerekmektedir.

​

Hangi yolun izlenmesi gerektiği davadan davaya, alacaktan alacağa ve borcun kabul edilip edilmemesine göre değişmektedir.

​

Yukarıdaki hukuki süreç sonunda elde edilen mahkeme kararını icraya koymak ve borçlunun tüm mallarına ve banka hesaplarına haciz koymak gerekmektedir. Borçlunun mal kaçırma ihtimalinin olması halinde, ticaret mahkemesi başkanından mallara ihtiyati haciz konulması talebinde de bulunulabilir.

​

Bir Fransız şirketinin Türkiye'deki alacağının takibi ise iki şekilde olabilir: Taraflar arasında bir sözleşmenin olması, usulüne uygun düzenlenmiş bir faturanın olması, malların sözleşmeye uygun teslimi ve borcun kabulü söz konusu ise, borçluya ödeme emri gönderilir. Borçlu 7 gün içinde itiraz etmezse borç kesinleşir ve alacak takibe konulur. Borca itiraz söz konusu ise uyuşmazlık icra mahkemesi veya ticaret mahkemesi tarafından çözümlenir.

 

Türkiye'de alacak takibi konusunda ikinci bir durum, doğrudan doğruya dava açma yoludur. Dava açma yolu genelde borca itiraz edilmesi veya malların ayıplı olarak kabul edilmesi durumunda karşımıza çıkmaktadır. Dava sonunda verilecek kararla alacağın kesinleşmesi halinde icra prosedürüne başlanılır.

​

Hukuk büromuz bu konuda çok sayıda Türk ve Fransız şirketine hizmet vermiş ve birçok davada alacaklarını tahsil edebilmiştir.

​

Burada önemli olan nokta, davanızla ilgilenecek hukuk bürosunun her iki hukuk sistemine hakim olması,  ilgili hukuk bürosu ile aynı dilin konuşulması, dolayısıyla hukuki taleplerinizi iyi anlatabilmeniz ve dava için gerekli savunmaları bilgi ve belgelerle zamanında yapmanızdır.

​

Bu niteliklere sahip Hukuk büromuz, Türkiye'de ve Fransa'da açacağınız alacak davalarında size yardımcı olmaktadır.